24 Ekim 2009 Cumartesi

Derbi!

25 Eylül 2009...
Yer, Kadıköy Şükrü Saraçoğlu Stadı. Ve olasılıklar...

Türkiye'de nice toplantılar, organizasyonlar ve etkinlikler yapılır sürekli. Fakat hiç birisi şu yarın ki Fenerbahçe-Galatasaray maçı kadar ilgi çekici olamaz hiç bir zaman. Yıllardan beri süre gelen ezeli rekabet, ebedi dostluk dedikleri ve bunca zamandır heyecanını hiç yitirmemiş başka bir etkinlik hatırlıyor musunuz?

Düşünün ki aynı sarının bir tarafı kırmızı, diğer tarafıysa lacivert. Sarı her ne kadar ortak olsa da kırmızıyla, lacivert bir o kadar zıttır o sahanın içinde. Her daim birbirlerine üstünlük sağlama çabasındadır bu ikili. Ne kırmızı razıdır beraberliğe ne de lacivert. Onlar için çoğu zaman kazanmak şampiyonluğa eş değer tutulur. Böyle bir maç tabi ki şartlar bu olunca bu kadar çekici bir hal alıyor.

Gelelim yarın ki maçın değerlendirmesine. Yaklaşık 9 sezondur Galatasaray ezeli rakibi Fenerbahçe karşısında Kadıköy'de kazanamıyor. Bunun yarattığı psikolojik baskı, yıllardır ciddi şekilde hissediliyor. Fenerbahçe'nin bu sezonda kendi takım kadrosundan, oyun şablonundan önce en büyük güvencesi hiç şüphe yok ki yine bu olacak. Bu sezon çok gol atamasa da, az gol yemeyi başarabilen Fenerbahçe'nin en büyük artısının bu olduğu söylenebilir. Fakat, bu sistemin içerisinde ki önemli oyuncuların sakatlığı yarın ki maç için ne derece sıkıntı yaratacak, hep beraber izleyip göreceğiz. Kaptan Alex'in takıma yaptığı katkının her seferinde altını çiziyor spor yazarları. Hatta geçen hafta kaybedilen Gaziantep maçının en büyük nedenlerinden biri olarakta bu gösterildi. Bu maçta kadro sıkıntısı çekerse Fenerbahçe bu 9 yıllık seri bozulabilir.

Galatasaray cephesine baktığımızda, bi kaç haftalık sıkıntılı, çalkantılı dönemin bittiğini ve ortalığın süt liman olduğunu gözlemliyoruz. Bir tek Emre Aşık'ın sakatlık problemi dışında hemen hemen tam kadro olan Galatasaray,Fenerbahçe'ye oranla bu konuda bir hayli avantajlı durumda. Son haftalarda form grafiği tavan yapan Abdul Kader Keita, Fenerbahçe'nin en çekindiği isimlerin başında geliyor. Buna bir de Daum'un sol tarafta küstürdüğü Roberto Carlos'un eski günlerini aratan performansı eklenince, taraftarların çekincelerini anlamak oldukça mümkün kılınıyor.

Bir tarafta ofansif anlamda harikalar yaratan Galatasaray, diğer tarafta sezon başından beri yaptığı savunmayla övgüler alan Fenerbahçe. Bir de göz ardı edilemez kadıköy gerçeği. Sonuç ne olursa olsun, harika bir maçın bizleri beklediğine hiç bir şüphe yok. Olaysız, keyifli bir derbi olması dileğiyle.

1 yorum:

  1. Avrupa liglerine bakıp da durup durup ''aaah ulan ah!'' çekmiyorsak içli içli, bu iki nadide camiamızın eseridir işte.. Mükemmel başladılar, mükemmel devam ediyorlar, artılarıyla eksileriyle Türkiye'nin en büyük ve en iddialı 2 takımını izlemek de en az onlar kadar mükemmel olucak..
    İki taraf için de ''acısı bile baldan tatlı'' bir maç; hatta maçtan da öte ezeli ve ebedi bir KÜLT işte..
    Çook mu şanslıyız nedir üstaad!?..

    (No.23)

    YanıtlaSil