22 Ekim 2009 Perşembe

Karşılamalar ve kutlamalar

Bugün bloğuma yazmayı planladığım bambaşka şeyler vardı fakat sabahtan beri okuduğum gazeteler, izlediğim haberler karşısında "ağzımı açmadan" geçmek istemedim.

Düşünün ki bir katil, elinde silahı, zihninde tuzağı, fikrinde kazığı barındırmış, senin evladına kurşun sıkmış, sokakta çocuğunu bombalamış ve en önemlisi özgürlüğüne çomak sokmuş. Bu katil ki senin ekmeğinden arttırdığın üç-beş demeyip arttırdığın yeri geldiğinde "canını" bağışladığın vatan toprağına elini kolunu sallaya sallaya değil, tabutla bile gelemez "ulan" derken, bir de baktık ki, lazer gösterileri, "siyasi parti otobüsleri" tepesinde halkı selamlar turlar atar olmuş.

Vay benim vatanım harbiden kurda kuşa yem olmuş da, sen, ben oturup izlemişiz. Helal olsun bize. HEPİMİZE.

Bugün akşam haberlerinde "siyasi parti" İstanbul il başkanı diyor ki: "avrupadan gelecek olan 'arkadaşlarımızı' karşılayacağız, onları da böyle kucaklayacağız."

Sonra yine aynı akşam haberlerinde "başbakanım" çıkıp diyor ki: "Siz böyle yaparak olayları kışkırtıyorsunuz, tehlikeli işler yapıyorsunuz."

Ah be güzel kardeşim, 600 yıllık topraklarda kardeş kardeş yaşarken kim ne zaman sordu size "açın" bizi diye? "açtınız da" gördünüz umarım.

Bugünden sonra işlerin seyrinin değişeceğini düşünüyorum. Çünkü "siyasi parti" başkanı açıklamasında diyor ki: "bizden korkmayın."

Ve ben de ona diyorum ki: "bu vatan evladı, ne zaman kimden korktu?"

Şimdi herkes otursun ve düşünsün, düşünsün bu memleketimizi kimlere bıraktık diye. Umarım düşündüklerine cevaplarını bulduklarında hala benim diyebileceği "sınırların" içinde yaşayacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder