4 Şubat 2010 Perşembe

TARAFsız Yazarlık

Günlerdir çeşitli spor basını yazarlarının Galatasaray-Fenerbahçe rekabetini yazılarına tarafsızlıktan epeyce uzak bir biçimde aktardığını gözlemliyorum. Burada kimsenin kendi rengini belli etmesinden duyduğum bir rahatsızlık yok,elbet kişi yazısını yazarken kendi izlediği,benimsediği ve sevdiği takım için yazmak isteyebilir. Bu hem daha başarılı tespitler yapmasına olanak sağlar hem de “kıyas” yapmadan yazılarını tamamlamasına yardımcı olur.

Fakat şu son bir hafta içerisinde birkaç köşe yazarı artık kendilerini bir amigo gibi görmekte, yazdıklarının sadece kendi desteklediği takımın taraftarları tarafından okunduğu gafletine düşmektedir. Böyle bir süreçte yazılanlar hem “tarafsızlıktan” uzak hem de başarısız içi doldurulamayan yazılar olmaktadır.

Türkiye’nin en çok okunan gazetelerinden biri olan Hürriyet’te spor servisi ile bir takım taraftarı arasında devam etmekte olan “savaş” bu gazetenin daha hassas olması gerektiği bir dönemde, bir yazarı tarafından yangına körükle gitmesiyle artık telafisi çok zor hasarlara yol açmış gözüküyor. Bir yazar düşünün ki, bu işten para kazanıp, ekmek yiyecek, böylesine büyük bir gazete de yazarlık yapıp fikirlerini tüm Türkiye’ye sunma fırsatı yakalayacak ama bunu “AMİGOLUK” için harcayacak. Kimin aklına gelirdi ki?

Biz bu iki ezeli rakip içinde bir çok çekişmeye tanık olduk, yeri geldi forvetlerini, teknik direktörlerini, Avrupa da ki başarılarını, aklınıza ne gelirse. En son kıyas olayı artık saçmalamanın sınırlarını zorlamakla kalmamış, “daniskası” olmuştur. Devrin Fenerbahçe’nin değerli yöneticisi Hakan Bilal Kutlualp ile bugün Galatasaray’ın değerli yöneticisi Haldun Üstünel’i kıyaslayacak kadar “uçmuştur.”

Vakti zamanında yapılan transferler ile bugünün transferlerini tartışmanın yersizliğini bir kenara koyun, övdüğü futbolcu ile karşı takımın yerdiği futbolcunun ülkeden ayrılış nedenlerinin aynı olduğunu bile göremeyecek kadar kör ve tutarsız bir yazı yazabiliniyor. Yazının bir bölümünde Ariel Ortega’nın ne kadar büyük bir yıldız olarak geldiğini belirtirken, dünyanın parası verilerek alınmış olan Cassio Lincoln’ün kaçıp ülkesine gitmesinden bahsedilmiş. Peki soru şu: “ Ariel Ortega nasıl gitmişti? “

Saygılarımla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder