26 Şubat 2013 Salı

eski

küçük bir kağıt kesiği gibi bu yara.

kimsenin farkına varamayacağı kadar küçük, fakat hiç bir yarabandının kapatamayacağı kadar büyük
ve keskin.

her dokunuşunda binlercesine sebep olsan da tenimde, o acıya ihtiyaç duyan bir mazoşist gibi koşup gelmekten bir an bile vazgeçmezdim ben.

nasıl vazgeçerim ki? Varolduğuma inandıran 'o' acıdan başka hiç bir şey yoksa eğer hayatımda.

defalarca da olsa, acısam da; dokun bana.



15 Şubat 2013 Cuma

arada kaldım.
mesela, gitmek çok doğruyken, kaldım.
sonra, kalmam gerekirken gittim.

işte benim hikayem.
sırf bu yüzden, çok kaybettim.

bu yalnızlık mesela.
sırf bu yüzden.

bir medcezir hikayesi, durgunken sular, ne kadar dalgalı bir denize çevirebilir ki hayatı?

bir hayat, daha ne kadar mide bulandırabilir?

ve bir mide, daha ne kadar aç kalabilir sensizliğe.

bir de sensizlik, daha ne kadar acıtabilir.

bu acı ne kadar sürebilir. 'henüz bilmiyorum.'

3 Şubat 2013 Pazar

Nerede kalmıştık?

yaşarken hissedilen bazı hisler var hani, her şeyin özeti olduğuna inandığımız.
anlık çoğu zaman.
işte tam da o an "o hissi" anlatan şarkılardan biri.
harika yorum ve düzenlemesiyle; "ben ölmeden önce..."


sonra şarkı biter ve ayağa kalkmak için yalnızlıktan isyan edip tam olarak bunu yaparız.
hep olduğu gibi.


bazen sevilmek istiyoruz, bazense sadece sevişmek. 
tek sorun, neyi, nerede, kimden, nasıl isteyeceğimizi bilmemek aslında.

varsa ötesi, beri gelsin.