22 Şubat 2010 Pazartesi

İzmir'in sorunu!

Bu güzel ülkemin en güzel şehridir İzmir! Türkiye'nin gelişmişlik düzeyi göz önüne alındığında 3.şehridir bir de. Fakat ne yazık ki böylesine güzel ve büyük bir şehrin bir tek takımını bile Süper Lig'de izleyememekteyiz. Bu sebeptendir ki ikinci lig içinde bizimkilere acaba dolu gözlerle ve senelerdir heveslerimiz kursaklarımızda kalarak bakıyoruz.

Bu sezon biraz farklı. Farkı yaratan ise takımlarımızın konumu. 23 haftası geride kalan Bank Asya 1.lig'inde ilk 6 içinde 3 takımımızın olması yine umutlandırıyor bizi. Geçen sene bu ilk 6 ya her ne kadar 2 takım sokmayı başarabilmiş olsakta Süper Lig'e çıkma başarasını gösteremedik.

23.hafta itibariyle Bucaspor'un lig de 2.sırada olması gayet sevindirici bir durum. Eğer ki, ilk iki içerisinde bir takım tutmayı başarır ve play-off elemelerinde biraz daha şanslı olursak 2 takımla Süper lige gitmemek için hiç bir sebep yok!

Buraya kadar umut dolu yazdım, her zaman ki İzmir'li gibi. Bir de buz dağının görünmeyen kısmı var ki beni en çok düşündüren kısmı da malesef bu.

Kulüplerimizde ki en büyük sıkıntının başında mali sorunlar geliyor. Bu sorunlar neticesinde Altay sezon öncesi yaptığı önemli transferler ile devre arasında yollarını ayırma durumunda kaldı. Bu transferlerin katkısı(artı-eksi) nedir ne deyildir tartışabilinir fakat görünen o ki ilk yarıda fırtına gibi esen Altay şimdilik bir "İmbat" esintisinden öteye gidememekte.

Bucaspor'da lige harika bir giriş yaptı. Onlarda yaşadıkları yönetimsel kriz, sonrasında gelen mali çalkantı neticesinde bir ara duraklasada ikinci yarı itibariyle bu sorunları aşmış görünüyor.

Beni en çok üzen takım ise Karşıyaka. Yıllardır Kaf-Kaf'ın içinden çıkamadığı bir Teknik Direktör sorunu var ki, ne yapılırsa yapılsın deva olmuyor malesef. Bu sezon başında Reha Kapsal ile yola devam eden KSK, kötü gidişin neticesini teknik heyete kesip yollarını ayırmış yerine Ümit Turmuş getirilmişti. Ümit hocayla beraber iyi bir başlangıç yapan ve beraberinde üst üste iyi sonuçlar alan Kaf-kaf yukarılara kadar hızla tırmanmış play-off'un içinde yer bulmuştu. İşte ne olduysa bu son bir kaç haftalık kötü gidişin içinde takım içi huzursuzluklara dur demek isteyen Ümit hocayı, yaptıklarından dolayı tenkit eden, takımın hocasının saygısını ayaklar altına alan yönetim kararlarından ötürü gururlu bir şekilde ceketini alıp istifasını verdi Ümit Turmuş. Bu durum şunu gösteriyor ki, ne yazık ki KSK çok kötü yönetiliyor. Futboldan bi haber yöneticilerin "futbolcuya dayalı" düzeniyle bir yere varılmayacağını öğrenmemiş olmasını görmek bizim için büyük bir kayıp olacak. Umarım ki biz yanılır, onlar haklı çıkar ve seneye KSK yi süper ligde izleyebiliriz.

Saygılarımla.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder